İngiltere’de ırkçıları sokağa kim saldı?

Arif BEKTAŞ / Evrensel Londra – İngiltere’de hükümetler sağlık, konut, eğitim ve diğer alanlardaki kesintilerin tartışılmasını engellemek için “göçmen sorununu” sürekli gündemde tuttu. Irkçı-faşist kesimlere yol gösterildi.

İngiltere’nin kuzey batısındaki Sourthport kasabasında 29 Temmuz’da 17 yaşındaki bir genç, 3 çocuğu bıçaklayarak öldürdü. Ardından saldırganın Müslüman olduğu yalanıyla ırkçı ve faşist gruplar sokaklara çıktı. Birçok yerde saldırılar gerçekleştirdi. Katliamı protesto ettiklerini söylediler. Asıl hedefleri ise göçmenlerin İngiltere’ye gelmesini engellemek ve var olanların da ülkeden kovulmasını sağlamaktı.

Bu İngiltere’de birden ortaya çıkan bir durum değil. Uzun bir süredir hükümetlerin göçmenler üzerinden yürüttüğü politika ve tartışmalar, ulusalcı ve milliyetçi kesimlerin propagandasını destekledi. Bu durumdan yararlanan ırkçı-faşist örgütlenmeler de her sorunun kaynağının özellikle Müslüman göçmenler olduğu propagandasını yaydı. 4 Temmuz’da yapılan genel seçimlerde faşist Reform UK partisi 4 milyon oy alarak 5 milletvekili çıkarabildi.

BURAYA NASIL GELİNDİ?
Tüm dünyada etkili olan ve İngiltere’de de çok derinden hissedilen 2008 krizinden sonra, iktidarlar kamu bütçesinden devasa kesintiler yaptı. Bu politika yaklaşık 10 yıl devam etti. Sendikalar ve çeşitli kampanya grupları bu duruma itiraz etse de çok etkili olmadı ve başta sağlık ile konut olmak üzere kesinti politikalarına devam edildi.

Daha sonra patlak veren Kovid-19 salgını da kesintiler için bahane oldu. İşçi ücretlerine zam yapmamanın yanı sıra salgın döneminde harcanan 650 milyar sterlinin çoğu büyük kapitalistlere verildi. Bu ekonominin kötüleşmesine neden oldu. Bu paranın sadece 50 milyarı halk ve küçük esnafa dağıtıldı. Dağıtılanın bir bölümü ise daha sonra çeşitli yöntemlerle geri alındı.

TÜM YÜKLER HALKIN SIRTINA
Ulusal Sağlık Servisi (NHS) İngiltere’de 1948 yılında hayata geçirilmiş ve ücretsiz olarak sağlık hizmeti sunan kamu kurumu durumunda. Gerek nüfusun artması gerekse de teknolojiye bağlı ihtiyaçların çoğalmasından dolayı, NHS bütçesinin her yıl en az yüzde 7 oranında artması gerekiyor. 1990 yılından bu yana, sadece 2020 yılında salgın zamanı yapılan ek bütçenin dışında NHS bütçesinde yüzde 5’in üzerinde artış yapılmadı. Bazı yıllar hiç arttırılmadı.

İmaj: Açık Gazete

Şu anda 7.6 milyon kişi tedavi için hastanelerde randevu bekliyor. Buna kanser hastaları da dahil. 18 aydan fazla randevu sırası bekleyenlerin sayıları yüz binlerle ifade ediliyor. NHS’te en az 100 bin sağlık işçisi, 20 hastane ve 50 bin yatak açığı var. Buna rağmen hâlâ sağlık bütçesinde kesintiler yapılmaya devam ediliyor.

Konut sorunu da ciddi bir sorun haline geldi. Yılda en az 300 bin konut inşa edilmesi gerekiyor ve bunun için yüz binlerce işçiye ve büyük bütçelere ihtiyaç var. Sokaklarda yaşayan insan sayısında artış yaşanırken, ev bulsa bile gıda ihtiyacını karşılamayan milyonlarca insan gıda bankalarından konserve yiyecekler için kuyruklarda bekliyor. Hayat pahalılığı, ücretler de yükseltilmediği için ciddi etkide bulunmaya devam ediyor.

GÖÇMENLER HER ZAMAN HEDEF
Botlarla İngiltere’ye geçiş ise son 5-6 yıldır yaşanıyor. Yılda ortalama 40 bin kişi bu yolla İngiltere’ye geliyor. Bu durumu kullanan ırkçı-faşist gruplar, yer yer Dover Limanında gösteriler yaparak gelen göçmenlere saldırıyor. Reform UK Lideri Nigel Farage da bu eylemlere katılarak provokatif açıklamalarda bulunanlar arasında.

Başta Boris Johnson Hükümeti olmak üzere hükümetler sağlık, konut, eğitim ve diğer alanlardaki kesintilerin tartışılmasını engellemek için “göçmen sorununu” sürekli gündemde tuttu. Birçok alanda kesintilere devam ederken, başta savunma olmak üzere milyarlarca sterlin harcamaya devam etti. Büyük kapitalistler her yıl üst üste rekor düzeyde kâr açıklarken, hayat pahalılığından dolayı açlık ve yoksulluk sınırının altına düşen insan sayısı da her yıl rekor kırdı. Çalıştığı halde yoksulluk sınırı altına düşen aile sayısı tarihin en yüksek düzeyini yaşıyor.

Hükümetler, bütün bu sorunların göçmenlerden kaynaklandığını söyleyecek kadar ileri giderek ırkçı-faşist kesimlere yol gösterdi. Sağlıktaki sorunlar için greve çıkan sağlık işçilerini, eğitim sorunları için öğretmenleri, ulaşım sorunları için demir yolu işçilerini suçladı; sosyal kesintileri de göçmenlerin üzerine attı.

ZEMİN ÇOKTAN YARATILMIŞTI
Bütün bu ortam, ırkçı-faşit kesimler için hükümetler tarafından hazırlanmıştı. Çeşitli zamanlarda küçük küçük eylemler yapsalar da bu hiçbir zaman etkili olmamıştı. Fakat, 29 Temmuz’da 3 çocuğu katledenin Müslüman olduğu yalanı sosyal medyada yayılınca ırkçılara gün doğdu. Nigel Farage, katliamla ilgili yorum yaparken, polisin olayla ilgili gerçekleri anlatmadığı ve yalan söylediğini iddia ederek, adeta ırkçıları sokağa çağırdı.

Irkçılar, sosyal hizmetlerdeki kesintiler sonucunda yaşanan sıkıntıları göçmenlere yükleyerek protestolar örgütlemeye başladı. Bunu Keir Starmer’in çiçeği burnunda iktidarı resmen izledi. Daha sonra müdahale etse de, etkili olmadı.

HÜKÜMET DEĞİL ANTİFAŞİSTLER ENGELLEDİ
İşçi Partisi Hükümeti, ırkçı-faşist saldırıları birkaç gün izlemekle yetindi. Daha sonra polis müdahale etti, fakat yetersiz kaldı. Eylemlerin ilk gününden itibaren olup biteni gören antifaşist hareket hemen örgütlenmeye başladı ve ilk günden itibaren faşistlerin karşısına çıktı. İlk günlerde çok örgütlü değildi. Kısa süre içinde tüm mahallelerde örgütlenme sağlandı ve başta kampanya grupları ve sendikalar olmak üzere çağrılar yaptılar.

7 Ağustos günü, faşistlerin yine eylem yapacakları haberi geldi ve antifaşistler hızlı bir şekilde halkın eylem noktalarına gitmelerini örgütledi. Eylemlere on binler katıldı. Büyük bir çoğunluğunu beyaz İngiliz gençlerin oluşturduğu eylemlerde sık sık, “Faşizmi sokaklarımızdan söküp atacağız” sloganı atıldı. Öyle de oldu. Hükümetin ve güvenlik güçlerinin yetersiz kaldığı faşist eylemler, on binlerce antifaşistin sokaklara çıkmasıyla bir anda yok edildi. Evlerinden dışarı çıkamadılar.

Bu süreci yaratan hükümetler oldu. Brexit’le (AB’den ayrılma) başlayan Avrupa halklarına ve göçmenlere düşmanlık her gün köpürtüldü. Antifaşistler, olası yeni saldırılara karşı daha örgütlü ve güçlü bir mücadele için şimdiden hazırlıklara başladı. Hafta sonunda yapılacak toplantılar ve sendikaların özel gündemle toplanmaya başlaması bunun en önemli göstergesi.

27968500cookie-checkİngiltere’de ırkçıları sokağa kim saldı?yes

Yorum yapın