Şeker hastalarının yüzde 70’i aynı zamanda yüksek tansiyon hastası

/

Bu hastalarda insülin üretiminin yetersiz olabileceği gibi hiç üretilmiyor da olabileceğine dikkati çeken Türkmen, şunları kaydetti:”Sonuç olarak kanda biriken glikoz, özellikle atar damarlara ve dolayısıyla böbreklere zarar verir. Böbrekler, yoğun damar yapısına sahip organlar oldukları için damarları etkileyen tüm sağlık sorunları, böbrekleri de etkiler. Şeker hastalığının böbreklerde oluşturduğu hasar nedeniyle böbreklerden tuz ve su atılımı bozulur, bunun sonucu olarak da kan basıncı yükselir. Şeker hastalığı zaman içerisinde küçük kan damarlarına zarar verir. Bu, kan damar duvarlarının sertleşmesine ve düzgün çalışmamasına neden olur. Bütün bunlar da yüksek tansiyonun ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Kalp krizi ve felç gibi hastalıklar hem şeker hem de tansiyon hastası olan kişilerde, diyabeti olmayan yüksek tansiyonlu kişilere göre yaklaşık iki kat daha fazla görülür. Beyindeki kan damarları, yüksek tansiyonun verdiği hasara karşı hassas olduğundan, kronik yüksek tansiyon, demans ve felç gibi sağlık sorunlarının da erken başlamasına yol açabilir.”

“Şeker hastaları da yüksek tansiyonu önlemek için günlük tuz tüketimlerini kısıtlamalıdır”

/

Prof. Dr. Aydın Türkmen, tansiyonun, bir diğer ifade ile kan basıncının 130/80 mmHg düzeyinde tutulmasının ideal olduğunu, ancak bu düzeye ulaşabilmek için birçok şeker hastasının uzman hekim kontrolünde hipertansiyon ilacı kullanması gerekebildiğini ifade etti.

Yorum yapın