Çok kazananları uyarıyorum, vergiden kaçınma cezalarını artıracağız

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek enflasyon, cari açık ve döviz rezervleri konusu başta olmak üzere ekonomi gündemine ilişkin dikkat çeken açıklamalar yaptı.

“DÖVİZ REZERVİNİ BİR SORUN OLMAKTAN ÇIKARDIK”

Katıldığı bir TV programında ekonomi gündemine ilişkin soruları yanıtlayan Bakan Şimşek, Türkiye’nin döviz rezervini bir sorun olmaktan çıkarıldığını açıkladı.

Bakan Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Kaynak girişi zaten çok güçlü, nasıl yönetiriz onunla uğraşıyoruz. Kaynak girişinin Mart sonundan bugüne net bazda Merkez Bankası’nın rezervlerine yansıyan boyutu neredeyse 78 milyar dolara ulaştı. Şu an itibarıyla rezerv yeterliliğinde IMF tanımına göre arzulanan seviyeye neredeyse vardık. Şu an reel bazda lirada bir miktar değerleme oldu; Hedefimiz enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürerek orta-uzun vadede nominal kurlarda bir istikrar sağlamak, ama bunun için daha erken, daha kat edeceğimiz çok mesafe var.

GRİ LİSTEYE GİRMEK KOLAY ÇIKMAK ZOR

Gri listeden çıkışta en önemli konu uygulamada etkinlikti. Gri listeye girmek kolay, çıkmak zor. Daha yeni Monako’yu bu listeye aldılar. Avrupa Birliği üyesi olup da bu listeden çıkamayan ülkeler de var Bulgaristan gibi… Bu bir ekip çalışması. Yalnızca Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın çalışması değil.

Batının önde gelen bütün Maliye bakanlarıyla bu konuyu konuştum. Hatta OECD’ye bir mektup dahi yazdık.

İTİBARIMIZ VE FİNANSAL SİSTEM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Bizi listede tutan ana faktör uygulamada etkinlikti. Bunu ekip çalışması ile başardık. Tabii ki yurt dışında faaliyet gösteren vatandaşlarımız bu listede olmanın sonuçlarını çok iyi bilirler. Türkiye’nin bu listeden çıkması hem ülkemizin itibarı, hem de finansal sisteme olan güven açısından çok önemli.

KAYNAK GİRİŞİ ÇOK GÜÇLENDİ

Son aylarda kaynak girişi çok güçlü oldu. Şu anda bu kaynak girişini nasıl yönetiriz onunla uğraşıyoruz. Giren kaynak karşılığında TL basıyoruz. O da dezenflasyon sürecini tehdit ediyordu. 78 milyar dolar civarına ulaştı. Türkiye finans tarihinde eşi benzeri görülmemiş. Bunun önemli bir kısmı yurtiçindeki mevduat sahibi vatandaşlarımızın TL tercihi. Bir kısmı da dış kaynak. IMF nezdinde arzulanan seviyeye neredeyse vardık.

YILSONU ENFLASYON TAHMİNİ

Esas olan, biz yurtiçi bankalarla olan swapları ciddi bir şekilde azalttık. Bankalardan aldığımız swapları vadeleri doldukça kapatıyoruz. Mart sonunda -60 milyar dolar civarına inmişken rezervimiz şu anda 12 milyar dolar civarına çıkmış durumda.

Türkiye’de hala enflasyon nispeten yüksek. Biz enflasyonu düşürdükçe kurda nominal bazda oynama azaldı. Bizim esas hedefimiz enflasyonu kalıcı şekilde düşürerek enflasyonda nominal bazda istikrar sağlamak ancak bunun için henüz erken.

‘CARİ AÇIK 26 MİLYAR DOLARA DÜŞMÜŞ OLACAK’

Biz programı yurt içinde ve yurt dışında birçok kesime anlatıyoruz. Yurt içinden yurt dışından başarı var. Reel kurda dengeyi getiriyor. Kısa vadeli bir değerleme var ama nihai olarak biz istikrarı gözetiyoruz. O da beraberinde dezenflasyonu getiriyor. Bu programın özünde dengesizliklerin giderilmesi var. Geçen sene bu vakitlerde Türkiye’nin dış şoklar, seçim süreci gibi deprem nedeniyle biriktirdiği dengesizlikler vardı. Bu dengesizliklerden bir tanesi dış açıktı. Türkiye’nin geçen sene mayıs ayında 12 aylık cari açığı 57 milyar dolardı. Bu sene mayıs ayında 26 milyar dolara düşmüş olacak. Cari açıkta arzuladığımızın çok daha iyi bir performans ile karşı karşıyayız.

‘CARİ AÇIKTA ÇOK NET BAŞARI SAĞLANDI’

Cari açık konusunda başarı sağlandı, çok net. Yeni bir sanayi politikası devreye sokacağız. Kalıcı bir şekilde cari açığın bu seviyelerde kalması lazım. Cari açığı milli gelire oranla yüzde 2.5’in altında tutabilirsek dış borcun milli gelire oranı düşüşe geçecek. İkinci olarak kalıcı bir şekilde rezerv biriktirmemize imkan sağlayacak.

BÜTÇE AÇIĞI HAKKINDA

İkinci önemli dengesizlik bütçeydi. Depremin etkisiyle, EYT’nin etkisiyle. Geçen sene muhalefetin popülist iteklemesi ile seçim sürecinde EYT hayata geçirilmiş, EYT’nin bu sene yıllık maliyeti 724 milyar TL. Neredeyse milli gelirin yüzde 2’sine yakın bir rakamdan bahsediyorsunuz. Geçen sene mayıs ayında bütçe açığı tedbir alınmasaydı yüzde 10 civarında bekleniyordu. Biz yılı yüzde 5 civarında kapadık. Yüzde 5 yüksek bir rakam. AK Parti hükümetlerinde ortalama açık yüzde 2.4 olmuş. Bu sene yüzde 5’in altına çekmek istiyoruz. Gelecek sene yüzde 3’ün altına çekmek istiyoruz.

‘BÜYÜMEDE YENİDEN DENGELENMEYİ SAĞLADIK’

Bütçe dengelerinin iyileştirilmesinde oldukça mesafe kat ettik. Vergide adaleti ve etkinliği sağlamaya yönelik bir çabamız var. Üçüncü dengesizlik enflasyonun da ana kaynağı cari açığın da ana kaynağı, geçen sene yılın ikinci çeyreğinde Türkiye yüzde 4 civarında büyüyordu. Fakat bu büyüme denge itibarıyla ciddi sorun içeriyordu. İç talebin net büyümeye katkısı yüzde 10’un üzerindeydi. Net ihracatın katkısı -6.3 puandı. Cari açığı ve enflasyonu getiriyor. Biz büyümede yeniden dengelenmeyi sağladık.

VATANDAŞ ENFLASYONDA İYİLEŞMEYİ NE ZAMAN HİSSEDECEK?

Vatandaşımız hissetmeye başlayacak. Bu süreçte istihdam güçlü kaldı. Kalıcı refah artışı için en önemli konu istihdamdır. Son 20 yıla bakın yıllık ortalama 690 bin vatandaşımıza iş bulmuşuz. İstihdam olmadan kalıcı refah artışı olmaz. Geçici olarak ekonomide bir yavaşlama sürecine gireceğiz. Vatandaşımız nasıl hissedecek? Enflasyondaki düşüşle birlikte ücret artışları reel olarak o zaman yansıyacak.

Mayıs ayında enflasyona baktığınız zaman enflasyon yükseldi diyebilirsiniz. Fakat o son 12 ayın enflasyonu. Önümüzdeki 12 ayın enflasyonu ki piyasalar oldukça temkinlidir. Piyasa diyor ki önümüzdeki 12 ay içerisinde enflasyon yüzde 31.8 olacak diyor. 24 ay içerisinde piyasa diyor ki enflasyon yüzde 20’ye düşecek diyor. Bu sene sonunda enflasyonun kötü ihtimalle Merkez Bankası 42’ye kadar yolu var diyor. Önemli olan enflasyonun 40 civarına düşmesidir. Enflasyonun hedefe en yakın nokta olan 42’nin altına düşmesidir.

‘ALIM GÜCÜ HIZLI BİR ŞEKİLDE ERİMEYECEK’

Aylık bazda enflasyonda artık yüzde 2’leri konuşacağız. O zaman alım gücünün hissedileceği bir döneme girmiş olacağız. Son aylarda enflasyon yüzde 3’lere düşmüştü. Şimdi yüzde 2’lere oradan da yüzde 1’lere. O zaman alım gücü hızlı bir şekilde erimeyecek.

‘ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞ KALICI OLACAK’

Geçen sene enflasyonu yukarı taşıyan olağanüstü faktörler var. Ağırlıklı olarak deprem etkisiyle çok büyük bir maliye politikası üzerinden itki var. Yüksek cari açık demek yüksek bütçe açığı demek. Biz onu bu sene mali itkiyi aşağı çekeceğiz. Enflasyondaki düşüş kalıcı olacak.

‘BU SENE KDV ARTIŞI GÜNDEMDE DEĞİL’

Bu sene bir KDV artışı gündemde değil. Enflasyonu artıracak vergi artışları söz konusu değil.”

ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ MAAŞLARI HAKKINDA

Hiçbir şekilde ne emeklimizi, ne çalışanımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Reel olarak büyümeye her kesimden pay vereceğiz. Son 20 yılda Türkiye’de asgari ücreti reel olarak yüzde 5.5 artırmışız. Peki Türkiye’nin reel büyümesi ne kadar bu dönemde yüzde 5.4. Asgari ücret 1970’li yıllara gidin 70 dolar civarında bile değil. 80’li yıllarda 50 dolar civarına düşüyor. 90’lı yıllarda 100 dolar civarında kalıyor.

Haziran 2024 itibarıyla asgari ücret 524 dolar. Tarihin en yüksek zirvelerinden birisini bu dönemde yakalamış. Bu sene reel olarak asgari ücret artmış olacak. Ocak ayında asgari ücret artışı yüzde 49. İlk 6 aydaki enflasyon yüzde 20’lerde olacak. Yılın sonunda da çok büyük ihtimalle piyasa yüzde 42-43 olur diyor. Bu seviyelerde dahi olsa o bile reel olarak büyümeden daha fazla asgari ücret artışına tekabül ediyor. Aynı şeyi memurlarımız, emeklilerimiz için söyleyebilirim. Ocak ayında yüzde 49’luk artış vermişiz. Temmuz ayında enflasyon farkları da verilecek.

VERGİ PAKETİ NE GETİRİYOR?

Piyasada üzerinde tartışılan paket kapsam itibarıyla bizim süzgecimizden geçmiş bir paket değildi. Bütün gelen önerilerin toparlandığı bir metin piyasada dolaşıyor.

Şu anda hiçbir zaman bahşişin vergilendirilmesi gündemde değildi. Sektörden bu yönde talep gelmiş arkadaşlar bunu taslağa koymuşlar, bizim çalışmamızda yok. Motokurye, sektörden bir talep gelmiş kendilerinin lehine. Ne motokurye ne bahşiş pakette yok. Yapılsaydı, ilave vergi gelecek miydi? Hayır.

Birçok kesim vergiden imtina etmeye çalışıyor. Biz kayıt dışılıkla mücadele ile sonuç alacağız. İmtiyazları kaldırarak sonuç alacağız. Verginin tabanını genişleterek sonuç alacağız.

OECD ülkelerinde ortalama vergi yükü toplanan bütün vergilerin milli gelire oranı yüzde 34. AB ülkelerinde yüzde 41.2, Türkiye’de yüzde 20.8. Yani Türkiye’de SGK üzerinden toplanan primler, harçlar, vergiler hepsi dahil milli gelire oranı yüzde 21 bile değil.

AB ortalaması ise yüzde 41’in üzeri. OECD ülkeleri arasındaki en düşük vergi yüküne sahip ikinci ülkeyiz. En çok tartışılan konulardan bir tanesi dolaylı vergiler konusu. ÖTV, KDV, bütün dolaylı vergilerin milli gelire oranı yüzde 9.1. AB’de bu oran yüzde 13.6. OECD ülkelerinde yüzde 10.5.

Burada sorun doğrudan vergi gelirleri Türkiye’de düşük. Yani şirketlerden aldığımız. Esas oraya odaklanıyoruz.

‘TERCİHİMİZ VATANDAŞIMIZA YENİ VERGİ YÜKÜ GETİRMEK DEĞİL’

Bizim tercihimiz vergilendirmeyen alanlardan vergi almak. Vatandaşımıza yeni bir vergi yükü getirmek değildir.”

En düşük gelir vergisi 2002 yılında yüzde 22’ydi. Bunu yüzde 15’e hükümetimiz düşürdü. En yüksek gelir vergisi oranı yüzde 35’ti. Hükümetimiz bunu yüzde 40’a çıkardı. Yüksek kazanandan daha yüksek vergi, az kazanandan daha az vergi, asgari ücretten sıfır vergi. Bunu AK parti yaptı.

Geçen sene kurumlar vergisini biz artırdık. Kurumlar vergisini yüzde 20’den yüzde 25’e çıkardık.

‘ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERE ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ GETİRİYORUZ’

Tercihimiz vatandaşımızın en düşük vergi yüküne tabi tutulmasıdır. Çiftçimizin gübresinden yeminden 0 KDV alıyoruz. Eğitimde, yeme içme hizmetleri gibi birçok sektörde indirimli KDV oranı uyguluyoruz. Hanelerde kullanılan elektrikte KDV’yi biz indirdik. 850 bin esnafımızı tamamen vergiden muaf hale getirdik. Biz şimdi bu vergi paketinde ne yapıyoruz? Yurt dışı merkezli çok uluslu şirketlere asgari yüzde 15 kurumlar vergisi getiriyoruz. Yurt içi asgari kurumlar ve gelir vergisini çalışıyoruz.”

BORSANIN VERGİLENDİRİLMESİ HAKKINDA

Bazı yatırım fonlarında, gayrimenkul kazançları vergi istisnası. Biz kar dağıtımını zorunlu hale getireceğiz. Gayrimenkul yatırım ortaklıklarının vergi istisnasını kaldırmayı düşünüyoruz.

Kripto varlıkları vergi kapsamına alacağız. Belki bu pakette değil ama bir sonraki pakete borsa kazançlarının vergilendirilmesini çalışıyoruz. Mevduatı vergi kapsamına aldık, fonları vergi kapsamına aldık, tahvilden bonodan kazanç elde edenleri vergi kapsamına aldık.

İŞLETMELERE HASILAT TESPİTİ GELİYOR

Biz işletmelerde hasılat tespitine gideceğiz. Yılda bunu değişik mevsimlerde tekrarlayacağız. Bunu yaptıktan sonra beyan hasılat ile uyumlu değilse izaha davet edeceğiz. Bunun için de yetki isteyeceğiz. Türkiye’de 1.1 milyonun üzerinde kurumlar vergisine tabi mükellef var. 454 bin firma zarar beyan etmiş. Sembolik kar beyan edenleri de katarsanız kurumlar vergisi mükelleflerinin yarısından fazlası maalesef ciddi bir şekilde vergiden kaçmaya çalışıyor.

‘CEZALARI ARTIRACAĞIZ’

Türkiye’de 2.6 milyon gelir vergisi mükellefi var. Geçen sene 1.2 milyon mükellefimiz zarar beyan etti. Büyük bir kısmının beyan ile hasılatları arasında uyumsuzluk var. Biz vatandaşımızın vergi yükünü artırmak istemiyoruz. Az kazanandan en az vergiyi almak için sistem kurgulayacağız. Çok kazananları uyarıyorum. Vergi kaçırmak, kayıt dışı çabalarının cezalarını artıracağız. Denetimleri sıklaştıracağız. Yapay zekayı devreye alacağız. Vergi denetim elemanlarımız için bütün teknolojik imkanları devreye alacağız.

Yorum yapın