Uluslararası İlişkiler Derneği: Çin, Avrupa Seçimlerini Etkilemeye Çalıştı

Abdülhalik KARA

Çekya merkezli bir düşünce kuruluşu olan Uluslararası İlişkiler Derneği (AMO) tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, Çin Komünist Partisi (ÇKP), Avrupa seçimlerini ve politika yapımını etkileme çabalarında giderek daha sofistike ve aktif hale geliyor.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinden birkaç gün önce yayınlanan rapor, Çin’in Avrupa seçimlerine müdahale faaliyetlerinin gün geçtikçe arttığını ortaya koyuyor. Araştırmacılar, ÇKP’nin Avrupa seçimlerini ve karar alma süreçlerini etkilemek için siyasi nüfuz, bilgi manipülasyonu, rüşvet ve casusluk gibi çeşitli yöntemler kullandığını tespit etti.

Son dönemde Çin Komünist Partisi’nin Avrupa seçimlerine yönelik etkileme girişimleri, Avrupa genelinde 6-9 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen milletvekilleri seçimi öncesindeki döneme daha çok yoğunlaştı.

Prag’da bulunan kuruluşun hazırladığı rapora göre, Pekin’in seçime yönelik müdahale çabaları, ekonomik büyümeyi teşvik etmek ve ileri teknolojileri elde etmek için Avrupa pazarına erişim ihtiyaçlarından kaynaklanıyor. Washington ile artan gerilim ortasında ÇKP, AB’yi potansiyel bir müttefik olarak görmeye çalışıyor ve AB ile bağlarını güçlendirerek ABD’ye olan bağımlılığını azaltmayı amaçlıyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Çin, son zamanlarda diğer ülkelerdeki seçimlere yönelik müdahale tekniklerini geliştirmeye ve büyük ölçüde genişletmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz on yıl içinde ÇKP, başta Asya-Pasifik bölgesi olmak üzere yedi ülkede en az on seçime siber destekli müdahalelerde bulunmuştur. Bu müdahaleler arasında seçmen veri tabanlarını hacklemek, parlamento sunucularını ihlal etmek ve istihbarat toplamak için kimlik avı saldırıları düzenlemek yer almaktadır.

Kara Nemeckova ve Ivana Karaskova tarafından kaleme alınan bu son rapor, Çin’in Avrupa’daki seçimlere müdahalesinin daha karmaşık ve çök yönlü hale geldiğini; siyasi diyaloglara teşvik etmekten rüşvet ve casusluk eylemlerine kadar çeşitli tekniklerden yararlandığını gösteriyor.

Daha önce, APT31 olarak bilinen ÇKP destekli bir bilgisayar korsanlığı grubu tarafından, Çin yönetimini eleştiren yabancı yetkilileri, milletvekillerini ve işletmeleri hedef alan kapsamlı siber saldırılar gerçekleştirildiği ortaya çıkmıştı. ABD savcıları, Çin’in bu siber casusluk kampanyası aracılığıyla, ÇKP yönetiminin oluşturduğu zorlukları ele almayı amaçlayan Parlamentolararası İttifakı’nın tüm AB üyelerini hedef aldığını belirtmişti.

Raporda ayrıca ÇKP’nin Avrupa’da Çin yanlısı kamuoyunu şekillendirmek için sofistike propaganda kampanyaları yürüttüğü, kendi çıkarlarına uygun söylemleri desteklediği ve iç politikalarına yönelik eleştirileri bastırdığı belirtiliyor. Çin’in bu çabaları, daha çok Hong Kong, Tayvan, Doğu Türkistan, Tibet ve Falun Gong uygulayıcıları gibi hassas konularda yabancı politika yapıcıların desteğini kazanmayı amaçlamaktadır.

ÇKP, Avrupa’daki hem sağcı hem de solcu siyasi güçlerin tamamıyla ilişki kurmaya özen gösteriyor. Örneğin, Çin, sağcı bir parti olan Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Haziran 2023’te ülkeye bir heyet göndermesini sağladı. Fakat daha sonra bu partiden bir Avrupa Parlamentosu üyesinin yardımcısı, Çin için casusluk yaptığı iddiaları üzerine tutuklandı. Benzer şekilde ÇKP, Almanya’daki Die Linke gibi sol partilerin liderleriyle de temaslarda bulundu. Partinin başkanı Martin Schirdewan, Ekim 2023’te Berlin’de ÇKP’nin Uluslararası Departmanı direktörü Liu Jianchao ile bir araya geldi. Bu bağlantılar, Çin’in dış politika çıkarlarını desteklemekte ve ÇKP yönetimini uluslararası alanda meşrulaştırmayı amaçlamaktadır.

Bu raporda araştırmacılar, Avrupa Parlamentosu’nun güvenlik risklerine ve dış müdahalelere, özellikle de Çin’e karşı tamamen savunmasız olduğu sonucuna varıyor. Haziran seçimleri öncesinde yayımlanan bu rapor, yeni siyasi ortamın Çin’in müdahalelerinin üstesinden gelmek için yeterince hazırlıklı olmadığı ve gelecekte Çin’e karşı sert tavır alamayabileceği endişesini beraberinde getirmiştir.

Parlamento seçimleri, Avrupa’nın Çin etkisine yaklaşımı ve daha geniş jeopolitik hizalanmalar üzerinde potansiyel etkileri olan kritik bir dönüm noktasıdır. Bu rapor, demokratik süreçleri özellikle Çin’den gelen dış müdahalelere karşı korumak için daha dikkatli olunması ve stratejik tepkiler verilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Yorum yapın