“KIBRIS’TA ÇOK ZOR DÖNEMLER GEÇİRDİK”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Dolayısıyla Kıbrıs’ta çok zor dönemler geçirdik, çok şehitler verdik, çok bedeller ödedik. Kıbrıs Türk’ü çok sayıda göç yaşamıştır ama her zaman toprağına, demokrasisine, kendi varlığına ve geleceğine sahip çıkmış. Kendi gençlerine güvenmiş ve şu anda bağımsız bir Türk devleti olarak oradaki varlığını sürdürürken, anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin gayretleri, Türk Devletler Teşkilatı’na gözlemci olarak kabul edilmemiz, İslam İşbirliği Teşkilatı içerisindeki oradaki üyelimiz Kıbrıs’ta realite iki ayrı devlet, iki ayrı halk ve iki ayrı demokrasi oldu. Dolayısıyla Kıbrıs’ta eğer bir anlaşma olacaksa mutlak surette hem Kıbrıs Türk halkının onayı için bu şartlarda bir anlaşma ve garantörlük hakkı ile Türkiye’nin de söz sahibi olduğu bir Kıbrıs’ta elbette Türkiye’nin kendi hakkı, hukuku ve o bölgedeki milli çıkar söz konusudur. Bu sözlerim çok önemlidir. Çünkü aksi takdirde federal çerçevede bir anlaşmayla Türkiye’nin Doğu Akdeniz’den çıkartılması, Türkiye’nin garantörlüğün sona erdirilmesi, Türk askerinin adadan çekilmesiyle Kıbrıslı Türklerin sonunun başlangıcı ve o federal yapı içerisinde Avrupa Birliği kurallarında Türkiye’nin de dışarıdan bakması ve bu kadar ödenen bedeller, bu kadar şehitler, bu kadar fedakarlıkları bir bakıma sıfırdan çarpılması” diye konuştu.
“KIBRIS TÜRK’ÜNÜN ARKASINDA 85 MİLYON VARDIR”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Türkiye büyük bir devlet. Bugün seksen beş milyon, yarın yüz milyon. Belki Avrupa Birliği’nde ve diğer ülkelerde yaşayan Türkiyeli kardeşlerimize bugün bile doksan beş milyona aşan bir nüfus ve bütün Türk dünyasına baktığımızda üç yüz milyon toplamda bir nüfusla ben hep karşı taraftan gelenlere ve gidenlere siz zannetmeyiniz ki Kıbrıs Türkleri yalnızdır. Kıbrıs Türk’ünün arkasında 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti, onun arkasında 300 milyon bir Türk devleti vardır. Dolayısıyla bizi yalnız zannetmeyin diyorum. Çünkü onlar Kıbrıs Türk halkını orada bir toplum karşımızda Güney Kıbrıs’taki Rumlar ve arkalarındaki Yunanistan ve Avrupa Birliği devletleriyle bizleri yalnız zannettikleri için sürekli olarak yaptıkları baskılarla ve hala üzerimizde oynanan oyunlarla, ambargolarla, izolasyonlarla, bir takım kısıtlamalarla bizleri dayatma bir çözüme zorlayanlara karşı bizlerin direnişi ve bizlerin direnişini destekleyen sizler çok kıymetlisiniz” şeklinde konuştu.