Başkan Erdoğan’dan AK Parti Kızılcahamam Kampı’nda flaş mesajlar: Siyaseti milletimizle yaptık

“HUKUK İÇİNDE OLDUĞU MÜDDETÇE HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYE SAYGIMIZ SONSUZDUR”

Siyasete hukuku referans aldıklarını vurgulayan Erdoğan, hukuk içinde olduğu müddetçe her türlü eleştiriye, söyleme, ifadeye, eyleme saygılarının sonsuz olduğunun altını çizdi.

“SİYASETTE YUMUŞAMAKTAN KASTEDİLEN HUKUKA, DEMOKRASİYE, İNSAN HAKLARINA SAYGI DUYULMASIDIR”

Başkan Erdoğan, hukukun dışına çıkıldığında ülkenin mahkemeleri, hakimleri, savcılarının elbette gerekeni yapacağını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Bu bizim için de muhalefet için de bu ülkede yaşayan her bir birey, faaliyet gösteren her bir kurum için de geçerlidir. Terör, terörü meşrulaştırmak, sırtını terör örgütlerine dayamak, şiddet, şiddeti övmek, darbe, sokak eylemleri ile darbe girişimi, hakaret ve iftira hukuk dışıdır. Çok açık söylüyorum, bizim hukuk karşısında boynumuz kıldan incedir, Şeriatın kestiği parmak acımaz. Aynı tavrı aynı tutumu muhalefetten de bekleriz. Onların da hukuka saygı duymasını isteriz.”

“Siyasette yumuşamaktan kastedilen hukuka, demokrasiye, insan haklarına saygı duyulmasıdır.” diyen Erdoğan, “Bizden hukuksuzluk karşısında kimse yumuşak bir tavır beklemesin. Demokrasiyi ortadan kaldırmaya, insan haklarını çiğnemeye yönelik eylemler karşısında kimse bizden yumuşak tavır beklemesin. Özgürlükleri kısıtlamaya yönelik girişimler ya da özgürlük adı altında başkalarının özgürlüğünü daraltmaya yönelik eylemler karşısında bizden kimse yumuşak tavır beklemesin. Milletin inanç değerlerine, kutsallarına, mukaddesatına yönelik karşısında kimse bizden yumuşak tavır beklemesin.” diye konuştu.

“BÖLÜCÜLER KARŞISINDA KİMSE BİZDEN HOŞGÖRÜ BEKLEMESİN”

Terör, terörist, terör örgütü, terörü destekleyenler, terörle arasına mesafe koyamayanlar ile sırtını teröre dayayanların ve insan canına kasteden bölücüler ile FETÖ’cülerin karşısında kimsenin kendilerinden yumuşak tavır beklememesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Türkiye’ye saldıranlar, Türkiye’nin çıkarlarına zarar verenler, ülkemizin hak ve hukukunu çiğnemeye kalkan müstevliler karşılarında kimse bizden yumuşak tavır beklemesin. Biz işte ana muhalefetten ve muhalefetten de bunu bekliyoruz. Türkiye’nin bazı meselelerinin siyaset üstü bir yaklaşımla ele alınması, gerilimi zaten kendiliğinden düşürecektir. Milletin siyaset kurumundan beklentisi de bu yöndedir. Milletimiz, bizden sandıkta kendisini temsil yetkisi verdiği siyasetçilerden ortak bir zeminde bir araya gelip derdine derman olmamızı bekliyor. Örneğin, terör karşısında iktidarı, muhalefeti, ortak bir tavır geliştirebildiğinde sadece gerilim düşmekle kalmayacak terör de artık tamamen miadını dolduracaktır. Mesela darbe anayasasının, sivil, yeni, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasa ile değiştirilmesi konusunda hep beraber el ele verebilirsek sadece siyasetin havası değil inşallah ülkemizin bahtı da değişecektir.”

“DAR ALANDA SİYASET YAPILMAZ”

Türkiye’nin çıkarlarını yurt dışında savunma ve başkalarına karşı koruma hususunda siyasi kimliklerin ötesine geçilmesinin 85 milyonun her bir ferdine yarayacağını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dar alanda siyaset yapılmaz. Sıkılı yumruklarla musafaha olmaz. Bir elini tokalaşma için uzatıp diğer eliyle arkasında hançer tutanlarla diyalog olmaz, uzlaşı olmaz. Nitekim geçmişte olmadı. 15 Temmuz ihaneti sonrasında şahsımızın ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin iyi niyetli gayretleriyle tesis edilen Yenikapı ruhu ne yazık ki birilerinin ihtiraslarına kurban edildi. Aynı aktörlerin medya ve sosyal medya silahşorlerini kullanarak mevcut atmosferi kundaklamaya çalıştıklarını görüyoruz. Milletimizin umutlarını arttıran siyasetteki yumuşamanın bu sefer kelebek ömürlü olmamasını temenni ediyoruz. Her konuda aynı düşünmek, konuşmak, aynı cümleleri kurmak zorunda değiliz.

Siyaset ve sosyal farklılıklarımız, zenginliğimizdir. Türkiye’nin beşeri ve kültürel hazinesini yansıtan birer değerdir. Yöntemlerimiz farklı olabilir, üsluplarımız farklı olabilir, yaşam biçimimiz siyasetteki doğrularımız farklı olabilir ama hepimiz Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini kalkınmasını, daha fazla refaha ulaşmasını istiyoruz. Hepimiz evlatlarımızın daha müreffeh, ekonomik, askeri, siyasi ve sosyal bakımdan daha güçlü bir Türkiye’de yaşamasını arzu ediyoruz. Bunun önünde duran ne varsa ortak tavır göstermemiz kaçınılmazdır.”

Yorum yapın