KAYNAKCNN TÜRK
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Develi şu ifadelerle değerlendirdi:
YÜKSEK FAİZLE BORÇLANMAK MANTIKLI MI?
Burada çok hassas bir matematik var. Geçmiş süreçte de tecrübe ettik. Ne oldu? Birdenbire faizlerin düşmesiyle beraber konut fiyatlarında ciddi bir artış oluştu, hatta yatırıma dönüştü. Konut aynı zamanda temel tüketimdir, temel ihtiyaçtır. Bunun aynı zamanda bir yatırım aracı olarak görülmeye başlanması ve düşük finansman maliyetinin de getirdiği etkiyle geçmiş dönemde düşük faizlerin konut fiyatlarını çok yüksek düzeylere taşıdığını görmüş olduk.
KONUTTA DEĞER KAYBI DEVAM EDECEK Mİ?
Şu anda %26’lık bir artış var yıllık bazda. Yani bu yıl konut reel olarak değer kaybetti ve bu bir miktar sürecek gibi duruyor. Ne zamana kadar? Faizlerin daha ulaşılabilir, daha makul ve daha düşük hale gelmesine kadar. Konuttaki reel kayıp, enflasyonla birlikte değerlendirildiğinde devam edecektir. Ekim ayında enflasyon %2,88 geldi ama konuttaki artış %2,1 bandında. %3’ün altına düştü. Artık önümüzdeki yıla dair enflasyon beklentilerinin iyileşmesi ve dezenflasyon sürecinin desteğiyle beraber bankalar faiz oranlarını daha düşük düzeyde güncellemeye başladılar.
FAİZ İNDİRİMİNİN OLASI FİYAT ETKİSİ NE OLACAK?
Belirsizlik ve fiyatlama davranışları… Belirsizliği bir kenara koyarsak, diğer tarafta fiyatlama davranışlarının özellikle faiz indirimine odaklandığını şu an net olarak söyleyebiliriz. Piyasa şu beklentide: “Hadi faiz erimeye başlasın da fiyatları yükseltelim.” Dolayısıyla bunun yönetilebilir düzeyde olması gerekiyor.
Piyasaların gözü Merkez Bankası’nın faiz kararında DenizBank’tan yüksek karlı gizli fon dolandırıcılığı davası açıklaması