Yenidoğan Çetesi canileri bebekleri para için öldürdüklerini itiraf etti

Sağlıklı bebekler çok uzun süre yoğun bakımda kaldıkları için entübe oluyordu. Hasta yatış süreleri uzundu. Hekimler SGK’dan fazla para almak için bunu yapıyordu. Bebek sevklerinden para kazanıyorlardı, kimse hayrına bir şey yapmıyordu.

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine sebep olan Yenidoğan Çetesi’nin yargılandığı davanın görülmesine ikinci gününde devam edildi. Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Hasan Basri Gök, Reyap Hastanesinde hemşire olarak çalıştığını, hemşiresi olduğu Fırat Sarı’nın son 6 ay şoförlüğünü de yaptığını söyledi. Gök, hasta yatışlarının genelde uzun olduğunu, yatışlara sorumlu hekimin karar verdiğini ve SGK’den para almak için genelde uzun yatışlar yapıldığını anlattı.

Savunmasına devam eden tutuklu sanık Gök “Bebeğin sevk olmaması gerekiyordu ama sevk olduğu için öldü. Doğukan denetimde birileriyle konuştu ama kimlerle konuştu bilmiyorum. Birileriyle konuştuğunu ve hastanelere yönelik büyük gizli bir soruşturma olduğunu duyduğunu söyledi. Sağlıklı bebekler çok uzun süre yoğun bakımda kaldıkları için, entübe oluyordu. Entübe olunca da kendi hastanelerine sevki yapılıyordu. Bebeklere müdahale için normalde gece ve gündüz doktor olması gerekiyordu ancak doktor olmadığı zaman hemşireler bebeklere müdahale ederlerdi” ifadelerini kullandı. 

Bebek sevklerini Fırat Sarı, İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığını belirten Hasan Basri Gök “Esenyurt’ta tıp merkezinde doğan bebeğin doktoru, Fırat Sarı’nın tanıdığı doktordu. 112 araya girmeden sevk yapıyorlardı. Bebeğin doğduğu hastanenin çocuk doktoru ile Fırat Sarı kendi arasında sevki ayarlıyordu. Bebek sevklerinden para kazanıyorlardı. Kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Bebek basamakları ile oynama yapılıyordu. Hasta yatışları genelde uzundu. Sorumlu hekim karar veriyordu bu yatışlara. Bunu yapmalarının nedeni SGK’dan fazla para almaktı. Normalde epikriz raporlarını doktorun yazması lazım. Bu raporları ben de yazıyordum, başkaları da yazıyordu. SGK’dan fazla para alıyorlardı. Hemşireler bundan bir şey kazanmıyordu. Fırat Sarı’nın belirlediği basamak oranları vardı. Denetim olunca bunları düşürüyorduk” dedi. 
Gök, cumhuriyet savcısının “sağlıklı bebekleri yenidoğana almak için ilaç veriliyor mu?” sorusunu ise “yok” diye cevapladı.

‘MEHTAP, BEBEĞİ ÖLDÜR’ SORUSU CEVAPSIZ KALDI

Duruşmada mahkeme başkanı, hemşire Hasan Basri Gök ve Mehtap Sayar arasında geçen “Mehtap, 50 satürusyonlu çocuk mu olur, öldür” ifadelerine ilişkin “Bebeklere bunu mu yapıyordunuz?” diye sordu. Hemşire olan sanık Hasan Basri Gök ise “Bebek 45 gün yaşadı. Bebeği görmedim bilmiyorum. Çirkin bir cümleydi. Diğerlerine göre yaşama şansı yoktu bebeğin. Bebeğin nabzı belli bir seviyede tutuluyordu. Bu da sürekli kalbinin durmasına neden oluyordu. Ben bebeği görmek istedim ama kalbi durmuştu” dedi.

‘HASTALARI EŞYA GİBİ GÖRÜYORLARDI’

Verilen aranın ardından duruşma, tutuklu sanık Deniz Korkmaz’ın savunması ile devam etti. Korkmaz “Reyap Hastanesinde şöyle bir sistem vardı. Çok yoğun olduğu için hemşireler hastalara bakmıyordu. Hastane, hastaları satılan bir eşya gibi görüp sadece para almak için kullanıyordu. Bu zihniyette olan insanların bunları yapması kaçınılmazdı. Bize ‘daha az şişe kullanılırsa, daha çok para kazanırız, bize de çok malzeme gelir’ diyorlardı. Hastaların yoğun bakım süreçlerinde malzemeden tasarruf etmeye çalışıyorlardı. Hastanedeki tüm aletler bozuktu. Bu insanları ben CİMER’e şikâyet ettim” diye konuştu. 

Savunmasında Fırat Sarı’nın kendi üzerine şirket açtığını belirten Korkmaz “Evrakta benim adım gözüküyor ama şirket Fırat Sarı’nındı. Bu kadar büyük bir şey olduğunu ve Fırat Sarı’nın böyle biri olduğunu bilmiyordum. Ben de rahatsızdım şirketin benim üzerimde olmasından devretmek için Sarı’ya söylüyordum ama beni sürekli oyalıyordu. Fırat Sarı kurduğu sistemde yüzde 40 kâr alırdı. Bu durumdan rahatsız olmasam neden CİMER’e şikâyette bulunayım?” dedi.

Mahkeme Başkanının “Devleti soymak, milleti soymaktan şereflidir’ demişsin. Neden?” sorusu üzerine Deniz Korkmaz “Dedim evet. ‘Kurtlar Vadisi’ diye bir dizi var, ünlü bir replik. Bakarsanız görürsünüz” ifadelerini kullandı.

Yorum yapın