MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Cumhur İttifakı’nda çatlak olduğuna yönelik iddialara sert tepki gösterdi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında partililere seslendi.
‘Cumhur İttifakı’nda çatlak’ iddialarına ilişkin konuşan Bahçeli, “Cumhur İttifakı’nda görüş ayrılığı olup olmadığını günlerdir yazıp çizenler, boşa koyup dolu tutmanın kurnazlığına sapanlar gündemi meşgul etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızla aramızdaki derin ve karşılıksız bağı, samimi ve dostane diyaloğu sulandırmak vesilesiyle maske üstüne maske takan köşe başı fitnebazları iyice azıtmaktadır. Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Başkaları gibi soluğumuz kısa ve kesik değildir, başkaları gibi irademiz hacizli, siyasetimiz rehin altında hiç değildir.” dedi.
Bahçeli, kılıçlı yemin krizi sonrası TSK’dan ihraç edilmek istenen teğmenlerle ilgili “Milli Savunma Bakanlığı çok hassas bir bakanlıktır. MSB’nin kararına saygı duyuyorum.” dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Önce vatan dedik, önce millet dedik, her şeyden önce Türkiye çağrısını seslendirdik. Artık bir hilal uğruna güneşler batmasın; bilakis hep yaşasın, her zaman var olsun. Artık felaketlerin şiirleri yazılmasın, fecaatler yaşanmasın, ağıtlar yakılmasın. Bir hilale doğru el ele verirsek, zincirinden kurtulmuş hiçbir şeytan duramayacak, herhangi bir kötülük de yapamayacaktır. Müebbet bir barış hakim olsun.
Bilinsin ki MHP saha çalışmalarına, milletle kucaklaşmaya şevkle devam edecektir. Üslendikleri görevleri hakkını veren teşkilatlarımızın her kademesindeki dava arkadaşlarımı özellikle kutluyorum.
Dünya genelinde karmaşık ve sürekli değişkenlik gösteren ikili siyasi, ekonomik diplomasi ağını inkar etmek boşa kürek çekmektir. Türkiye’nin çevresini aynı zamanda çatışmaların ağır bastığı sancılı bir bölgedir. Çok aktörlü çok katmanlı istikrarsızlık ortamını ülkemize ulaşmasını engellemek tarihi bir mesele değil asli bir mesele olmalıdır. Farklı bahanelerle patlak veren çatışmanın kalıcı ve köklü çözümlerle buluşmadığı ortadır. Dünyadaki adaletsiz ve güç dağılımı çatışmaların sonlanmasına direnç olup küresel barışı tehdit edecek boyutlardadır.
“ZALİMLER HESAP VERMELİ”
İsrail, Lübnan’a ateşkes önerisi sunmasından kısa bir süre sonra Beyrut’u havadan vurmuştur. Gazze’de süregelen soykırıma her gün yenileri eklenmektedir. Katliamların hız kesmeden günbegün çıta yükseltmesi medeni dünyanın iflas beyannamesi değilse nedir? Zalimlerin hesap vermesi gerekiyorken hala bir arpa boyu yol alınamaması ürkütücü değil midir? İsrail, harabeye dönen şehirlerle şiddet çarkını çeviren soykırım aygıtıdır. İstediği ülkeye açık veya gizli hedefleri doğrultusunda ateş saçması da uluslararası kurumların kınama mesajları haricinde tepki göstermekten taşınması dünyanın taşıyamayacağı ikiyüzlülüğü ve insanlık hukukunun ayaklar altına alınmasıdır.
BM geçen haftaki komitesinde Filistin halkının kendi hakkını korumasına 6 ülkenin ret oyuna karşı 170 ülkenin onayıyla kabul edilmiştir.
Filistin’in sadece devletlerin kabul olabileceği Roma statüsü, bir devlet olarak görüldüğünün nişanesidir. İsrail’in durdurulması ve suçluların yargılanması insanlık namusudur. Adalet elbet tecelli edecektir.
“TÜRKİYE, İSRAİL İLE TİCARET SAYFASINI KAPATMIŞTIR”
Türkiye İsrail ile ticaret sayfasını kapatmıştır. Yapılan resmi açıklamalar da sabittir, kuşkulu tarafı yoktur. Hiçbir gümrük beyannamesinin olmadığı da açık seçil ortadır. Ülkemizi karalama çabası olsa olsa Türkiye’ye husumettir. İsrail uşaklığını benimsemeleri alçaklıkla izahat edilemeyecek çürümedir.
“TÜRKİYE KATİLLERE SİYİRCİ KALAMAZ”
Küresel ve bölgesel barış ve istikrara destek verilecekse, iki devletli çözüm mutlak sürekli gerçekleşmeli. 1967 sınırları dahilinde siyasi ve toprak bütünlüğü sağlanmış bağımsız Filistin Devleti tanınmasından başka bir yöntem kalmamıştır. Türk milleti mazlumların sesine kulaklarını tıkayamaz. Türkiye, iblise yoldaşlık eden bu devrin katillerine asla seyirci kalamaz. Masumların tarafıyız.
“ADİL BİR DÜNYA NASIL KURULACAK?”
Brezilya’da toplanan G-20 Zirvesi’nde adaletsizliğe, ahlaki kayıplara, ön yargılara dayalı bir dünya tasarımı için el ovuşturmak çok vahim bir çelişki olmayacak mıdır? Dünyada 900 milyona yakın insan içme suyuna erişemiyor. 2 milyara yakın insan içme suyunun hasretinin çekiyor. Buna karşılık obez insanların sayısı 885 milyonun sayısını aşıyor. Her yıl 5 yaş altı ortalama 5 milyon çocuk hayatını kaybediyor.
Bu yürek yaralayan veriler dışında adil bir dünya nasıl kurulacak. Bize göre adil ve yaşanabilir dünyanın kurucu gücü Türkiye olacaktır. Tantanayı bırakıp insan merkezli eşit paylaşımı esas alan, açlıktan ölümlerin yaşanmadığı, egemenlik haklarına saygı duyulduğu bir medeni dünyaya huzur içinde ulaşmanın acil çarelerini üretmeliyiz. Eşit ve adaletli bir düzen ancak böyle olabilir.
İZMİR’DEKİ FACİA
İzmir’in Selçuk ilçesinde elektrikli sobanın devrilmesi neticesinde 5 evladımız hayatını kaybetti. Yapılan açıklamalardan eşi cezaevinde bulunan annenin hurda toplamaya gittiği anlaşılmaktadır. Sadece ekonomik olarak dikkate almak bizi doğru sonuca vardırmayacaktır. Mesele sadece az ve çok vermekle sınırlı görülmemelidir. Manevi moral desteklere eş zamanlı olmak kaydıyla devletin dokunuşlarıyla sağlık, dengeli birer fert olmaları mümkündür. Çocukların korunması devletin görevidir. İlke şartlara hapsedilmiş çocuklarımıza tanık olmak, onları kaybetmek hepimiz adına hüsrandır. Bu yaygın sorunlara neşter vurmadan atılan adımlar sadece pansuman niteliğinde kalacaktır. Türkiye’de bir çocuk gece yatağa aç giriyor, sabah mutsuz uyanıyorsa bunun vebali hepimizin boynunadır.
‘CUMHUR İTTİFAKI’NDA KRİZ’ İDDİALARINA CEVAP
Cumhur İttifakı’nda görüş ayrılığı olup olmadığını günlerdir yazıp çizenler, boşa koyup dolu tutmanın kurnazlığına sapanlar gündemi meşgul etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızla aramızdaki derin ve karşılıksız bağı, samimi ve dostane diyaloğu sulandırmak vesilesiyle maske üstüne maske takan köşe başı fitnebazları iyice azıtmaktadır. Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Başkaları gibi soluğumuz kısa ve kesik değildir, başkaları gibi irademiz hacizli, siyasetimiz rehin altında hiç değildir. İttifakımıza çamur atmaya çalışan asalaklara, arsızlara en küçük bir geri adımımız olursa diyorum ki gök girsin kızıl çıksın.
Son günlerde tartışmaların odağında yer alan Cumhurbaşkanımızın haberinin olup olmadığını araştıran zevata diyeceğim: Mevzubahis vatan, millet bayrak ise Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve şahsım arasında hiçbir ayrılığın olmayacağını duymayan gözlere, duymayan kulaklara, mühürlenmiş kalplere hatırlatmak dava ve vicdan görevimdir. Önce vatan nedir onu öğretmenlerini teklif ediyorum.
‘Vakit tamamdır, söz konusu vatandır’ paylaşımlarımızla neyi amaçladığımızı merak edenlere de önce vatan nedir onu öğrenmelerini temenni ediyorum.
PKK Kürtleri temsil edemez. Açıkça görüldü ki bir adım ileri gitmeye çalışanları engellemeye çalışanlar vardır. Dün teröristbaşının arkadaşı olanlar bugün Amerika’nın uşağı olmuşlardır. Biden’ın üvey evlatlarına Türk milletinin asil evlatlarını kurban edemeyiz. Buna hakkımız yok. Gelin bir olalım, hep beraber Türkiye olalım.
TEĞMENLER AÇIKLAMASI
Bahçeli, kılıçlı yemin krizi sonrası TSK’dan ihraç edilmek istenen teğmenlerle ilgili “Milli Savunma Bakanlığı çok hassas bir bakanlıktır. MSB’nin kararına saygı duyuyorum.” dedi.