‘Ben kimi korumak için öldüm?’

Çocuk Esirgeme Kurumu’nda büyüyen, aldığı her maaşı kendini yetiştiren o kuruma bağışlayan, ailesi olmadığı için Türk milletine hitaben bir mektup yazan ve daha sonra da 2004 yılında teröristlerle girdiği çatışmada şehit olan Jandarma Komando Er Murat Akman’ın o mektubunu tam da hatırlama vaktidir:

“Bu yazı bir Komando Er mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok. Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. Şu an etrafımda Adana, Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa, Trabzon… Türkiye’nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. Birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek.

İlerde ölürsem eğer diye bir mektup yazmak çok zor. Aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. Askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir.

Zaten pek de kalem tutmaz elim. Silah tutmayı daha iyi bilirim. Sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.

Tuhaf olan, siz bu mektubu okurken ben neden öldüğümü bile bilmiyor olacağım. Ya bir mayına bastım ya da yediğim birkaç kurşun. Bileniniz var mı ben nasıl öldüm?

Kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü, birbirinizin canını yaktığınızı gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar. Gücü kadına yetenler. Cebindeki on lirası için adam vuranlar. Kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar. Eti az pişti diye garsona çıkışan adam; sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken ben dağda her bulduğumu kesip yedim. Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, beni bir çöp bidonuna atıp giden anam; söylesene ben kimin için öldüm?

Yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeğini bölmek olduğunu öğrendik biz. Peki size neyi bölmeyi öğrettiler?

Sizi önce Allah’a sonra birbirinize emanet ediyorum. Ben sizden razı oldum, Allah da sizden razı olsun.”

Bu şarkıları unutalım

Köşemizin daimi tedarikçisi Muharrem Akduman bu hafta da iki önemli konuya vurgu yapmış:

“Yüksel’ciğim milli bayramlarımızda ve milli maçlarımızda koro halinde söylediğimiz Memleketim, Hayat Bayram Olsa ve Sev Kardeşim şarkıları maalesef Yahudi şarkılarıdır ve bunu 85 milyonda 1 milyon kişi bilir. Rahmetli İlham ağabey (Gencer) bunu televizyonlarda ve internet sayfasında defalarca anlattı ama ilgilenen olmadı. Hatta eski eşi Ayten Alpman okumuştu Memleketim’i… Bu şarkıları yayınlamak vatana ihanet değil midir?”

Akduman’ın Yemekteyiz yarışması için de söyleyecekleri var:

“TV 8’deki Yemekteyiz yarışmasında büyük bir hata yapılmakta. Ev hanımlarının katıldığı bu yarışmaya profesyonel aşçılar da katılmakta… Olacak şey mi? Şartlar asla eşit değil. Kim uyduruyor böyle saçmalıkları?..”

Eğer Fil’istin olsaydı

Değerli okurum Memduh Öksüz’ün küçük ama son derece değerli tespitini paylaşıyorum:

“Mümin diyarını geçtim, hani insan olmayı da geçelim, o coğrafyada bir fil katliamı söz konusu olsaydı, dünya ayağa kalkardı…”

Gaflet kürsüsü

Adam (!), içinden eşek eti çıkan sucuğun adını “Sağlam Et” koymasın mı?

Zap’tiye

Bebeklerimize gösterdiğimiz ihmal ve özensizliği, İmralı’daki bebek katiline de gösteremez miyiz acaba?

Ne demiş?

Dubai çikolatasının mucidi Mısır kökenli İngiliz Sarah Hamouda’dan itiraf geldi: “Bu çikolatayı baklavadan esinlenerek yaptım.”

Yorum yapın