‘Üveit’ büyük tehlike – Sağlık Haberleri

Gözün damardan zengin orta tabakasının iltihaplanması ile oluşan üveit hastalığı, gözün iç ve dış tabakalarını da etkiliyor. Hastalık tek gözde veya aynı anda her iki gözde olabilir ve zaman içerisinde ataklar şeklinde tekrarlayabilir. Üveitin, yeni doğandan ölene kadar her yaşta görülebildiğini belirten, Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Merih Oray, bu sinsi hastalık ile ilgili önemli bilgiler verdi.

SEBEPLERİ ARAŞTIRILMALI

Prof. Dr. Oray, özellikle çocuk yaş grubunda bu hastalığın, körlüğe kadar varan komplikasyonlar ile ciddi bir sağlık problemine neden olabildiğini belirterek, “Fark edilmeden sinsice ilerleyen bu hastalığın tekrarlamasını önlemek için altında yatan sebeplerin de araştırılması şart” dedi. Başta Behçet Hastalığı, ankilozan spondilit, iltihabi bağırsak hastalığı olmak üzere birçok romatizma hastalığında ve multiple skleroz (MS) gibi nörolojik hastalıklarda üveit görülebildiğinin altını çizen Prof. Dr. Oray, şöyle dedi: “Juvenil idiyopatik artrit denilen eklem romatizması olan çocuklarda üveit görülebilir.

Çocuklar şikayetlerini çok iyi ifade edemedikleri için ve bazen gözlerde kızarıklık olmadığı için özellikle eklem romatizması olan çocuklarda belli aralıklarla üveit açısından göz taraması yapılması çok önemlidir. Romatizma hastalıkları dışında uçuk virüsü olarak bilinen herpes virüs, toksoplazma, kedi tırmığı hastalığı, frengi, verem gibi birçok enfeksiyon hastalığı da üveite neden olabilir.”

İLK BULGU ÜVEİT OLABİLİR

“Gözler birçok hastalığın aynasıdır” diyen Prof. Dr. Oray, şunlara dikkat çekti: “Bazen bu saymış olduğum hastalıkların ilk bulgusu üveit olabilir. Biz üveit bulgularından yola çıkarak, gerekli tetkikleri yaparak ve ilgili branşlar ile konsülte ederek altta yatan sistemik hastalığı da teşhis edebiliriz.”

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Prof. Dr. Oray, üveitin belirtilerini şöyle sıraladı: “Gözde kızarıklık, ağrı, ışık hassasiyeti, bulanık görme, uçuşan siyah noktalar görme, hastaların en sık karşılaştığımız şikayetleridir.”

GÖZ ANJİYOSU ÇEKİLİYOR

IT tanısını nasıl koyduklarını ise Prof. Dr. Oray, şöyle anlattı: “Göz muayenesi ile üveit tanısı koyulur. İltihabın gözü ne derece etkilediğini değerlendirmek için göz anjiografisi, optik koherens tomografi, retina sinir lifi analizi, görme alanı değerlendirmesi ve laser flaremetre gibi ek görüntüleme yöntemlerinden faydalanırız. Altta yatan sistemik hastalığın araştırmasında da detaylı kan tahlilleri, MR, bilgisayarlı tomografi gibi sistemik görüntüleme yöntemlerinden faydalanırız.”

İLTİHABI TEDAVİ ETMEK ŞART

ÜVEİT tedavisinde hedefin iltihabı tedavi etmek ve bir daha tekrarlamasını engellemek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Oray, “Ağızdan veya damardan yapılan ilaç tedavisi, romatizmal hastalıklarda da kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı tedaviler, enfeksiyon kaynaklı üveitlerde etken olarak belirlediğimiz bakteri, virüs veya parazite yönelik tedavi yapılmaktadır” dedi.

NE ZAMAN CERRAHİ TEDAVİ UYGULANMALI?

ÜVEİT hastalarında, ne zaman cerrahi tedavi uygulanması gerektiğini ise Prof. Dr. Oray, şöyle açıkladı: “Üveitlerde, glokom, katarakt, retina dekolmanı gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir ve bu durumlarda cerrahi tedavi gerekebilir. Fakat ameliyat öncesinde iltihabın, ilaç tedavisi ile kontrol altına alınmış olması çok önemlidir. Sonuç olarak üveit ciddi ve kompleks bir hastalıktır. Görme keskinliğinin iyi olması için erken tanı ve uygun tedavi çok önemlidir.”

AMAÇ; GÖRME KESKİNLİĞİNİN KORUNMASI

ÜVEİT tedavisinin, bazı durumlarda birkaç yıl sürebildiğine de dikkat çeken, Prof. Dr. Oray, “Tedavide hedef görme keskinliğinin korunması ve ilaç kesildikten sonra hastalığın tekrar etmesini önlemektir. Bazı enfeksiyon durumlarında atakları önlemek için koruyucu tedavi de verilmektedir” dedi.

Yorum yapın