Türkiye gazetesi yazarı Necmettin Batırel, yüksek faiz oranlarının Türkiye ekonomisinde büyük sorunlar oluşturduğunu söyledi. Batırel, Merkez Bankası’nın yüksek faiz politikalarının üretimi düşürdüğünü ve borçları artırdığını belirtti. IMF ve Dünya Bankası toplantılarında Türkiye ekonomisine dair umut veren açıklamalar yapılsa da, yüksek faizlerin kalıcı bir sorun oluşturduğunu ifade eden Batırel, faizlerin düşürülmesi gerektiğini vurgulayarak bu kamburdan kurtulma çağrısında bulundu. İşte Necmettin Batırel’in dikkat çeken yazısı:
“IMF ve Dünya Bankası Güz Toplantıları için ABD’de bulunan Mehmet Şimşek ve Fatih Karahan, yaptıkları sunumlarda yatırımcılara altını çizerek “enflasyon illaki düşecek” mesajı verdiler. Hazine ve Maliye Bakanı, “Bütçe açığı azalıyor, gelirler politikası dezenflasyon sürecini hızlandıracak. Petrol ve doğalgaz üretimindeki artış, enerji dönüşümü cari dengedeki iyileşmeyi kalıcı hâle getirdi… Bu sayede hem rezerv birikimine katkı sağlıyor hem de dış borcun millî gelire oranını düşürüyoruz” dedi. Merkez Bankası Başkanı da “Temel enflasyon trendi geriliyor, şirketlerin fiyatlama davranışları iyileşiyor, iç talep azalıyor, 12 aylık TÜFE beklentileri geriliyor” ifadesini kullandı.
Merkez Bankası politika faizini 8 aydan beri tarihin en yüksek seviyesi olan %50’de tutuyor. Ticari kredi faizleri %55,8’e, ihtiyaç kredisi faizler enflasyonun 23 puan üzerinde %71,7’ye tırmandı. Sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 5,2 geriledi. Bu rakam deprem sonrası kaydedilen en büyük yıllık düşüş. 2024’ün ilk dokuz ayında konkordato başvuruları geçen yılın toplamını ikiye katlayarak 1.187’ye ulaştı. Batık kredilerde ise yüzde 50 artış var, iflas eden esnaf sayısı 2,5 milyona çıktı toplam icra ve iflas dosyası 23 milyona yaklaştı. Peki, bu tablo neden yaşandı. Çünkü yüksek faiz üretim maliyetini arttırdı, satışlar azaldı, borçlar ödenemez duruma geldi, özetle, ekonomide büyük bozulma yaşandı. Üstüne üstlük enflasyondaki zayıflama da sınırlı kaldı. BDDK verilerine göre, bireysel kredi kartı kullanıcılarının borçlarını ödemede gecikmeleri sonucu 2023 yılının Ekim ayında 12 milyar TL seviyesinde olan yasal takibe düşen alacak miktarı, 4 Ekim 2024’te 45 milyar liraya dayandı. 1 yılda %266 oranında korkunç artış var. Niye? Çünkü faizler yükselince borçlar katlandı yüksek faiz Türkiye’nin büyüme hızını aşağı çekti. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla bu yıl %3 artarsa sevineceğiz.
Şimdi herkes soruyor? Biz bu cendereden nasıl çıkacağız? Orta vadeli programda enflasyonun 2024’te %41,5, 2025’te %17,6; 2026’da %9,7’ye düşeceği açıklandı. Cari açık düştü, merkez bankasının rezervleri rekor düzeye ulaştı, Bütçe açığı daralıyor. Bunların hepsi güzel, ama yüksek faiz sırtımızda kaldığı sürece biz nasıl ayağa kalkacağız. Tamam denize düştük yılana sarıldık. Ama bunu, uzun süre sürdüremeyeceğimiz gün gibi ortada. Bu kamburdan mutlaka kurtulmalıyız. Nasıl mı? Girişte söyledim. Ekonominin iki kaptanı, Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı uluslararası yatırımcılara verdiği düşük enflasyon vurgusu faizlerin düşüşe geçeceğinin garantisi anlamına geliyor. Eylül ayında okulların açılmasıyla birlikte giyim-kırtasiye-ulaştırma alanlarındaki yükseliş TÜFE’deki gerilemeyi sınırlı tuttu, ama ekimde %40’lı seviyeleri görünce bankalar mevduat başta olmak üzere ticari kredi faizlerini aşağı çekecek. Kasım ayında %30’lara gerileyecek TÜFE ile düşüş hızlanacak. Yabancı yatırımcılar tahvilden çıkıp hisse senedine dönecek. Ucuz krediye kavuşacak, şirketlerin maliyetleri azalacak, ürün fiyatları artmayacak, halk rahatlayacak. Türkiye yeniden istikrarlı büyüme trendine girecek…
Hadi ama, düşürün şu faizi, kurtarın bizi!..”