Kahvenin içinde bulunan kafeinin idrar söktürücü etki gösterdiğini bu nedenle kahvenin su yerini tutmayacağını söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. V. Özlem Bozkaya, “Hatta gün içinde idrar söktürücü etkiyle vücuttan su atılmasına neden olur. Kahve içtiğimiz kadar ek su içmeliyiz. O nedenle kahvenin yanında su ikramımız çok güzel bir gelenektir.
Kahveyi seven ancak kafeinin etkilerini tolere edemeyenler kafeinsiz (dekafeinize) kahvelere yöneliyor. Kafeinsiz kahve; çekirdekler kavrulmadan ve öğütülmeden önce kafeini alınan kahvelerdir. Bu işlem esnasında da kafein yüzde 95-97 oranında uzaklaştırılıyor, kafein tamamen sıfırlanmıyor. Fayda açısından, kafeinli kahvelerle bir farkı yoktur ancak işlenme esnasında antioksidan kapasitesini bir miktar kaybeder. Kafein kısıtlaması gereken bireylerde alternatif olarak tercih edilebilir” bilgilerini paylaştı.
‘BİR HEKİM OLARAK ASLA TERCİH ETMEDİĞİM KAHVELER’
Kahve çeşitlerinin sadece damak tadına değil, ruha da hitap ettiğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. V. Özlem Bozkaya, ancak bazı kahvelerin asla tercih edilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
Bunlardan ilkinin granül kahveler olduğunu açıklayan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. V.Özlem Bozkaya, “Bu kahveler suya at karıştır dediğimiz kahveler olup, işlenmiş ve faydalı etkilerden yoksundur. Maalesef en kötü kalite çekirdeklerden elde edilen kahve çeşitleridir.
İkincisi, çok ve çifte kavrulmuşlar kahveler.
Yoğun kavurma işlemi kahvedeki kanserojen madde akrilamid oranını artırıyor.
Üçüncüsü, karışım kahveler. Otantik, dibek, gurme isimleriyle karışım olarak satılan pek çok kahve içerisinde süt tozu, krema veya katkı maddesi bulunduruyor. İçindekiler kısmına mutlaka bakılmalı” dedi.