Grip, influenza virüslerinin neden olduğu bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonu. Genellikle sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan grip; baş ağrısı, ateş, öksürük, boğaz ağrısı belirtileriyle son günlerde kendini sıklıkla göstermeye başladı. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Funda Orakdöğen, sonbaharla birlikte artış gösteren ve geçmeyen grip hastalığına karşı dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Sonbahar ile birlikte yaşanan hava değişimlerinin grip vakalarındaki artışın en önemli sebebi olduğunu belirten Uzm. Dr. Orakdöğen, “Okulların açılmasıyla birlikte kişiler kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirmeye başladı. Tüm faktörlerin birleşimiyle soğuk algınlığı enfeksiyonları, viral enfeksiyonlar ve üst solunum yolu enfeksiyonu ile çok sık karşılaşılır oldu” dedi.
KENDİNİZİ KORUYUN!
Gribin, bağışıklık sistemi düşük olanları, kronik hastalığı olanları, yetersiz beslenenleri daha çabuk ele geçirdiğini belirten Uzm. Dr. Orakdöğen, şöyle dedi: “Hastalık sürecinde hastanın kendini koruması çok önemlidir. Viral enfeksiyonlar hasta kendisini koruyamazsa bakteriyel enfeksiyona dönüşebilir. Soğuk algınlığı ile başlayan hastalık; griple birlikte uzayan bir hastalığa dönüşür. Burun tıkanıklığı, hapşırık, nezle gibi hafif ateşle kendini belli eder. Burun yıkanması iyi yapılmazsa bakteri etkisiyle sinüzite evrilir. Bu durumda tedaviye antibiyotik eklenir. Soğuk algınlığında solunum yollarını açık tutmak gerekir. Temiz burun, temiz akciğer demektir.”
SAĞLIKLI VÜCUT İÇİN ALTIN KURALLAR
Grip hastalığına karşı bağışıklığı korumak ve vücudu enerjik tutmak için neler yapılması gerektiğini ise Uzm. Dr. Orakdöğen, şöyle sıraladı:
Düzenli olarak fiziksel aktiviteler, tempolu yürüyüşler yapın.
Düzenli uyku uyumak, vücut sağlığı için çok önemlidir. Günde en az 8 saat uyumak gerekir.
Stres yönetimi de çok önemlidir. Uzun süreli aşırı stres altında kalmak, bağışıklık sistemini düşürerek, hastalıklara yatkınlık oluşturur.
Kış aylarında doktorunuza danışarak, D vitamini kullanın.
Sinüzit, bronşit gibi bakteriyel enfeksiyon geçirenler antibiyotik kullandığı için bağırsak florasını da korumaları gerekir. Probiyotik bakımından zengin besinlerden; yoğurt, kefir, sirke ve turşu tüketilebilir.
Mevsim meyve ve sebzelerini tüketin.
Akdeniz tipi beslenme önerilen en sağlıklı beslenme şeklidir.
Bol bol su tüketin.
Kapalı alanlarda mesafeli ve uzak durulmalıdır. Pencereleri açmak, varsa havalandırma kullanarak alanı ferahlatmak gerekir.
Hapşıran, öksüren insanların olduğu, toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda maske kullanılmalı ve el temizliğine dikkat edilmelidir.
KİMLER RİSK ALTINDA?
Bütün viral enfeksiyon hastalıkları için risk gruplarının 65 yaş üstü bireyler, küçük çocuklar ve bebekler olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Orakdöğen, “Özellikle de prematüre bebekler veya yaştan bağımsız kronik hastalığı olanlar, şeker hastaları, kalp hastaları, hamileler ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar risk grubundadır. Bu kişilerin özellikle grip aşısını yaptırmaları, kalabalık ve kapalı ortamlardan mümkünse uzak durmaları ve bağışıklık sistemini güçlü tutmaları gerekir” dedi.
MUAYENE OLUN
Mutlaka uzman bir hekim tarafından muayene olmak gerektiğini de belirten Uzm. Dr. Orakdöğen, “Eczaneden bilinçsizce doktor tavsiyesi dışında alınan ilaçlar kullanılmamalıdır. Grip belirtileri uzadığı noktada birtakım tetkikler yapılmalıdır. Tetkik sonuçlarına göre bir ilaç tedavisi uygulanarak, süreç takip edilmelidir. Uzayan grip, uygulanacak tedavilerle düzelecektir” dedi.
AŞILARINIZI YAPTIRIN!
Hastalıkların artış gösterdiği mevsimde her viral hastalıktan korunmanın yollarının da farklı olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr.Orakdöğen,” Grip salgınından korunmak için aşı çok önemlidir ve bu aylar tam aşı mevsimidir. Bol sıvı ve su tüketilmelidir. Hijyen kurallarına dikkat ederek eller, su ve sabunla iyice temizlenmelidir. Vücut direnci düşük olan kişiler maske kullanımına dikkat etmelidir” diye konuştu.