Pişkinliği tüm Türkiye’yi isyan ettiren o AK Partiliye ince ayar! Sen kimi adam yerine koymuyorsun a efendi

Taceddin Kutay, AK Parti’nin kongre sürecinde yaşadığı kırgınlıkları ele aldı. Kutay, partinin öz kitlesinin siyasi mücadelesini bırakmaması gerektiğini yazdı. AK Parti’ye sahip çıkılmadığı takdirde küçük çıkarcıların partiyi ele geçireceğini belirten yazar, partinin öz kitlesinin susmaması gerektiğini vurguladı. Tayyip Erdoğan’ın yanında durulmazsa büyük kayıpların yaşanacağı uyarısında bulunan Taceddin Kutay, Akşam gazetesindeki yazısında şunları kaydetti:

“Ak Parti Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer’in cuma günü yaptığı basın açıklamasını dinleyince “Ah para nelere kadirsin? Konuşmayı beceremeyen cahiller hem suçlu hem güçlü bizlere ayar veriyor, adam mıyız diye sorguluyor, üstüne üstlük bir de soysuz diyor. Mucidin, kabrinde rahat bulmasın para!” diye söylendim. Derken, Sinan Burhan beyden bir mesaj geldi. Bu kimseyle konuşmuş Sinan bey “ben onu solculara dedim” gibi saçma sapan bir müdafaayı bize iletti. “Madem memleketi kademhaneye çevirdik, pasta çileksiz olmaz, dur bir de tüy dikeyim” demiş ve bu açıklamayı yapmış bu kimse.

Öncelikle şahsen inanmıyorum bu izaha. Kulağı çekilene kadarki kibri ile kulağı çekildikten sonraki geri vites arasındaki gıcırtıdan ibarettir bu savunma. Tam gaz giderken geri vitese takmaya çalışırsanız böyle bir ses gelir arabadan. Eğer bu izah hakikatse daha fena. Biz de ondan bahsediyoruz zaten efendi! Muhatap olduğun kitleye karşı öyle kör, öyle sağırsın ki oradan gelen eleştirileri yok zannediyor; seni eleştirenler bir tek solcular zannediyorsun! İşte bu kadar kör, bu kadar sağır olmasanız sen ve senin gibiler bu şenaat işlenmezdi. Sanki seçmeni hiç yokmuşçasına, hiçbir şey söylemiyormuşcasına yok sayan bir siyasi olmaz, olamaz. Sen kimi adam yerine koymuyor, yok farz ediyorsun? Bu sebeple ben de dahil, solculardan ziyade eleştiri getiren herkes üstüne alındı. Gerçi karşımızdaki tablo neresinden bakarsanız bakın bir gariplikler manzumesiydi. Konuşmaktan aciz bir kimse elindeki kâğıdı okumaya çalışıyor, ancak beceremiyor; Twitter’da uydurulmuş saçma sapan bir sözü Hazreti Mevlana’nın sözü diye alıntılıyor, İstiklal şairinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dilinde asıl anlamını bulan mısralarına işkence ediyor… Muppet Show izler gibi izledik; lakin gülmedik, öfkelendik. Katmer’in teklifiyle söze baktık söz mü diye, bir şey anlayamadık; edene baktık adam mı diye, bir şey göremedik…

Kurulduğu günden beri geniş halk kitlelerinin teveccühünü kazanmış Ak Parti, kongre sürecinde. Gerçekten kırılmış, öfkeli, küskün bir kitle var. Son yerel seçimler bu kitlenin sandığa gitmediği seçimler olarak tarihe geçti. Oyunu artıramayan CHP birinci parti olmayı başardı. Şimdi bu küskünler, haklı öfkeli kırgınlar bir yol ayrımının önünde durmaktadır. Tarihin yol ayrımında kendi malının kavgasını vermek; hem Ak Parti’ye hem de Erdoğan’a sahip çıkmak gibi bir mükellefiyeti var bu insanların. İş takipçisi, mürtekip, komisyoncu, küçük çıkarcı tipler “küstüm oynamıyorum” demenize sebebiyet veremez. Sizin öz malınız olan Ak Parti’nin ve yıllardır sizin öz kavganızı veren Erdoğan’ın yanında bir şekilde yer almak durumundasınız. Aksi mümkün değildir.

Metrobüste neden yirmili yaşlarda gençlerin oturduğunu, başlarında 70 yaşında amcaların teyzelerin ayakta durduğunu hepimiz biliyoruz sanırım. Evvela bunlar hayvandan aşağıdır, bencildir, yer vermez bu doğru; fakat asıl sebep siz kenardan kenardan efendi gibi binmeye çalışırken omuz atarak saldıranların güçlü kuvvetli gençler olmasıdır. Evet biliyorum, biz orta sınıfın siyasi mücadele verecek parası yoktur, metrobüse binerken omuz attıracak hırsları yoktur. Dahası, efendilik dediğimiz kalın bir pranga vardır ayaklarımızda. Sıyrılıp öne geçmeyi, ayak oyunlarıyla eşi dostu ekarte etmeyi beceremeyiz. Ar ederiz her şeyden önce. Ama biz birbirimize omuz vermezsek, arsız muhterisler omuz atıp öne çıkacak. Bütün mülahazaları bir yana bırakın ve şu soruya bir cevap verin: kimin malını hangi kırgınlıkla hangi üç beş soysuza terk ediyorsunuz? Baba evini yoldan geçene yağmalatıyor musunuz? Öz malınıza sahip çıkın! Şimdi sizlerin konuşmasının tam zamanı. Bugün susarsanız çok şeyi kaybedersiniz. Karnından konuşup “Erdoğan bizi duymuyor” kolaycılığına duçar olanlar, kendi malına gerektiği gibi sahip çıkmamanın muhasebesini yapmalıdır. Yoksa, dağın tavşandan haberi olmuyor.”

 

 

 

 

Yorum yapın