Sezaryen oranı en yüksek ülkeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın koordinatörlüğünde geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığı ile ortaklaşa düzenlenen toplantıda ‘Normal Doğum Eylem Planı’ tanıtıldı. Eylem planında birçok maddenin yanı sıra doğum yapılan kamu, üniversite ve özel sağlık kuruluşlarının tümünde gebe okulu açılması kararlaştırıldı. Ankara Etlik Şehir Hastanesi Kadın ve Doğum Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Çağanay Soysal ile dünyada ve ülkemizdeki doğum istatistiklerini ve sağlıklı bir doğumun nasıl olması gerektiğini konuştuk.

AVRUPA’DA ORANLAR YÜZDE 28.9

Doç. Dr. Soysal, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sezaryen oranının yüzde 15 sınırının altında olması gerektiğini önerdiğini belirterek, “Ancak ülkemizde sezaryen oranı son veriler ışığında yüzde 60.1. Bu 10 gebenin 6’sının sezaryen olduğunu, sadece 4’ünün normal doğum yaptığı anlamına geliyor. OECD ülkelerinin içinde sezaryen oranı en yüksek olan ülke konumundayız. Dünyada bu rakamlar çok düşük değil. Ama bizim ülkemizdeki oranlara göre daha düşük. OECD ülkelerinin sezaryen ile doğum ortalaması yüzde 28, Avrupa Birliği ülkelerinin sezaryen ortalaması ise yüzde 28.9” dedi.

HEKİM KARAR VERDİYSE UYULMALI

Eğer bir endikasyon yok ise anne ve bebek sağlığı açısından normal doğumun tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Soysal, “Ancak tıbbi gereklilik nedeniyle sezaryen kararı verilen durumlarda da hekimin kararına saygı duyarak, süreci doktoruyla beraber yönetmesini öneririz. Sezaryen alternatif bir doğum yöntemi değildir. Sezaryen ile doğum, normal doğuma engel veya risk teşkil eden durumlarda hayat kurtarıcı. Sezaryen oranlarında yaşanan sürekli artış temel bir halk sağlığı problemidir. Devletimiz, hekimler, ebeler, hastalar hepimizin tek bir ortak amacı var, anne ve bebek sağlığını korumak ” dedi.

HAYATİ RİSK OLUŞTURUYOR

Sezaryen doğum oranlarının yüksek olmasının risklerini de anlatan Doç. Dr.Soysal, “Sezaryen annede kanama, enfeksiyon, emboli, karın içi yapışıklık, doğum sonrası daha fazla ağrı ve daha uzun iyileşme süresi gibi riskler oluşturabilmektedir” dedi.

HANGİ DURUMLARDA SEZARYEN TERCİH EDİLMELİ?

DOÇ. Dr.Soysal, sezaryenin ne zaman tercih edilmesi gerektiğini şöyle sıraladı:

Anne ve bebeğin hayatını tehdit eden acil durumlar. (Bebeğin kalp atışının bozulması, kordon sarkması, dekolman, uterin rüptür vs.)

Geçirilmiş sezaryen, normal doğuma engel olan enfeksiyonlar.

İri bebek, bebeğin pozisyon anomalileri, bebekte görülen anomaliler, çoğul gebelikler.

Bebeğin eşinin anomalileri.

Annenin kalça kemiğinin normal doğuma uygun olmaması.

NORMAL DOĞUMUN FAYDALARI

NORMAL doğumun faydalarını ise Doç. Dr. Soysal, şöyle sıraladı:

Normal doğum sırasında daha erken salgılanmaya başlayan oksitosin ile süt gelmesi kolaylaşır.

Oksitosin kortizol seviyesini azaltarak anksiyeteyi, kaygıyı da azaltır; endorfin seviyesini de artırır.

Endorfin vücudun doğal ağrı kesicisidir. Doğum sonrası kaygısı ve ağrısı az olan anne, ilgisini bebeğine daha kolay verebilir.

Normal doğum sırasında bebeğin kanaldan geçerek ilerlemesi, bebeğin vajen florasını almasını sağlar ve sağlıklı bağırsak florası için çok önemli bir adım atılmış olur.

Bebeğin kanaldan geçerken yaşadığı basınç ile akciğer gelişimi de olumlu etkilenmektedir.

GEBELİK OKULLARI İŞ BAŞINDA

Gebelerin, sezaryen taleplerinin altında yatan ana sebeplerden birisinin de normal doğum sırasında ağrı çekeceğinden korkması olduğunu söyleyen Doç. Dr. Soysal, “Bizler, gebe okullarında doğum korkularına yönelik daha çok çalışmalıyız. Gebelik okulunda anatomik, fizyolojik, psikolojik değişimlerden gebelikteki aşılara, hastaneye başvurulması gereken acil durumlardan riskli gebeliklere, doğumu kolaylaştırıcı egzersizlerden bebek bakımına, bebeğin banyosundan, anne sütü ve emzirmeye kadar birçok konuda dersler oluyor” dedi.

BU DERSE UZMAN HEKİMLER GİRİYOR

ETLİK Şehir Hastanesi’ndeki gebe okulunda, doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası sürece yönelik eğitim ve danışmanlık verdiklerini söyleyen Doç. Dr. Soysal, “Eğitimlerimiz 4 hafta sürüyor. Derslerimiz, kadın doğum uzmanları, çocuk doktorları, ebelerimiz, pilates ve egzersizler için fizyoterapistlerimiz, psikolog ve diyetisyenlerimizden oluşan güçlü bir ekip tarafından veriliyor. Hafta içi gebe gruplarımız, hafta sonu da eşli gruplarımız mevcut. Eylül ayında gebe okulumuzda bin 500 gebeye ders verdik” dedi.

Yorum yapın