8. ‘Nightmare Alley (Kabus Sokağı)’
/
Korkunç bir karnaval masalı olarak tanımlanabilecek “Nightmare Alley” son derece şık ve sürükleyici bir yazar-yönetmen Guillermo del Toro filmi.Zengin müşterilerini sahte medyum seanslarıyla dolandıran bir kişi hakkındaki filmin, del Toro’nun En İyi Oscar’ı alan “The Shape of Water”ın seviyesinin altında kaldığı görüşü eleştirmenlerce dile getiriliyor.
9. ‘The Power of the Dog’
/
Jane Campion’un karamsar Western filmi “The Power of the Dog” geçen eylülde Venedik Film Festivali’nde gösterişli bir dünya prömiyerine imza atarak Oscar’a da güçlü bir aday olduğunu kanıtladı.Thomas Savage’ın 1920’lerin Montana’sındaki “toksik erkeklik” hakkındaki romanından uyarlanan film, 12 dalda aday gösterilerek en fazla dalda aday gösterilme özelliğini kazandı.Birçok Hollywood ödülü ve eleştirmenlerin olumlu yorumlarını kazanmayı başardı.Campion’un kendine özgü vizyonunu, Benedict Cumberbatch liderliğindeki yıldız kadrosu, ürkütücü bir psikolojik olay örgüsü ve Yeni Zelanda’da çekilmiş muhteşem görüntüler ile birleştiren film, en iyi film ödülü için aranan birçok şartı yerine getiriyor.Ancak yavaş temposu ve “muğlak anlamı” bazı seçmenleri kendisinden soğuttu. Genel anlamda en fazla beğenilen filmin Oscar’ı aldığı göz önünde bulundurulduğunda sürpriz bir adayın “The Power of the Dog”u koltuğundan etme ihtimali oldukça kuvvetli.